Öz Sevgi Kavramıyla İlgili Düştüğümüz 7 Yanılgı
Gerçek öz sevgi, kendini tam anlamıyla kabul etmek, kendine şefkatle yaklaşmak ve saygı duymak anlamına gelir. Öz sevgi sadece kendine nasıl davrandığınla ilgili değil, aynı zamanda kendine dair düşüncelerin ve duygularınla da ilgilidir. Sahip olmaya çabalamak için güzel bir kavram, peki ama her şey kontrol altındayken, en iyi günlerimizde bile neden çoğumuz hala bir şeyler eksikmiş gibi hissediyoruz? Belki de bu öz sevgi olayını tamamen yanlış anlıyoruzdur. Günümüzün beden olumlama kültüründe, hepimiz öz sevginin önemli olduğunu öğrendik. Bir tema olarak öz sevgi, artık bir trende dönüştü ve hepimizin benimsediği bir standart haline geldi. Yani kendinle ilgili hiçbir şeyi sevmediğini itiraf etmek, artık bir tabu olarak görülebilir. Güçlü insanların hiçbir zaman…
Ayurvedik Yüz Analizi: Cildiniz Sağlığınız Hakkında Ne Söylüyor?
Yüzünüzden sizinle ve yaşam tarzınızla ilgili neler belli oluyor diye sorsam aklınıza ilk gelenler ne olur? Üzüntü, mutluluk, endişe, korku gibi duygularınız… “Akşamdan kalma” halleriniz, uykusuzluğunuz ya da yağlı beslendiğinizde artan sivilceleriniz aklınıza gelebilir belki. Ayurveda’ya göre ise çok daha fazlası yüzümüzdeki çizgiler, kırışıklıklar, şişlikler ve sivilcelerde “saklı”. Genel karakterimiz, nasıl beslendiğimiz, zayıf ve güçlü organlarımız, bugünlerde veya uzun süredir devam eden alışkanlıklarımız, bedenimizin ihtiyaçları… Bunların hepsi aslında yüzümüzden “okunabilir.” Çünkü tüm bedenimiz gibi yüzümüz de bize desteğe ve ilgiye ihtiyacı olan bölgeleri açıkça ifade eder. Bunlar ise Ayurveda ve Çin Tıbbı gibi geleneksel sağlık sistemlerinde önemli yer tutar. İlgini çekebilir: Ayurveda Nedir? Antik Şifa Sanatı Ayurveda Hakkında Bilmeniz Gerekenler Ayurvedik değerlendirmenin…
Depresyon ve Kronik Ağrı ile Baş Etmek İçin Günlük Karantina Rutini
Bu pandemi dönemi hepimiz için oldukça korkutucu, garip ve eşi benzeri görülmemiş bir süreç. Bu süreçle birlikte birçoğumuz sağlıksız savunma mekanizmaları diyebileceğimiz fazla uyuma, fazla yeme ve duygularımızı zihnimizin en karanlık köşesine doğru tepiştirme eğilimi göstermiş olabiliriz. Bu da muhtemelen eklem ağrılarına, bozuk bir uyku düzenine ve hırçın mideye neden olmuş olabilir… Unutmayın, bütün insanlık aynı kolektif ve süregiden bir öfkeden muzdarip. Covid 19 hepimiz için fazlasıyla bunaltıcı! Eğer zihinsel bir hastalıkla boğuşuyorsan bu pandemi, sorunlarının üstüne tuz biber olmuş olabilir. Kronik ağrıdan muzdarip kişiler de stresli dönemlerde muhtemelen ağrılarının arttığını deneyimliyordur. Hepimiz aynı sıkıntılı süreçten geçerken, hastanelerdeki durumdan dolayı da şu an yardım alabilmek daha zor. O yüzden mental…
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin 4 Yol: Zümrüdü Anka Kuşu Efsanesi
Pers Mitolojisi’nden doğan bu efsaneye göre, Simurg adıyla da bilinen Zümrüdü Anka Kuşu, öleceğini anladığı zaman kendine dağın zirvesinde kuru çalılardan yuva yapar ve orada ölümünü bekler. Güneşin o çalıları yakmasıyla birlikte de orada yanar ve küllerinden daha güçlü bir şekilde yeniden doğar. Bütün kuşlar Anka Kuşu’nu bilge olarak görür ve kendilerini kurtaracağına inanırlar. Bu döngü böyle devam ederken bir gün diğer kuşlar, bilge Anka Kuşu’ndan haber alamazlar ve onu aramak için yaşadığı yere gitmeye karar verirler. Anka Kuşu’nun yaşadığı yer ise Kaf Dağı’nın zirvesindedir. İlgini çekebilir: Olumsuz ve Zorlayıcı Düşünceler ile Başa Çıkmak İçin 3 Strateji Dağın zirvesine yapılan bu yolculukta ilk başta zirveye kadar çıkacağına inanmayan cesaretsiz kuşlar…
Ayrıntıları Keşfetmek ve Keyif Almak Üzerine: Metroda Bir Kemancı
Bundan on üç yıl önce ocak ayının bir sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda kemanla 45 dakika boyunca Bach, Schubert ve Massanet’ten çok karmaşık ve zor eserler çalar. Kemancı çalmaya başladıktan 3 dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder. Kemancı ilk 1 dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önündeki kaba atarak hızla geçer ve gider. Birkaç dakika sonra bir başka adam duraklayıp eğilerek kemancıyı dinlemeye başlar. Ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten…
Farkındalığınızı Artırmak İçin Anda Kalmanızı Sağlayacak 5 Günlük Rutin
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli bilişsel özelliklerden biri, insan zihninin sürekli gezenti halinde olması ve içinde olduğu ortam ya da durumdan başka birçok şeyi düşünebilme becerisidir. İnsan zihni geçmişe ve geleceğe doğru sürekli gezinti halindedir. Ama bu önemli özelliğin insanlara bir de dezavantajı vardır. Bu dezavantaj, beraberinde getirdiği mutsuzluktur. Geçmiş ve gelecek içinde sıkışmış giderken, maalesef ki şimdiyi kaçırırız. İlgini çekebilir: Anda Kalmak İçin 4 Yöntem Son zamanların dilimizden düşmeyen tabiri: ‘Anı Yaşamak’ Günlük yaşantımızda yaptığımız eylemlerin ne kadar farkındayız? Rutin haline gelmiş ve artık farkında olmadan gerçekleştirdiğiniz eylemleri düşünün. Farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz her tepkiye ve yaptığımız her şeye otomatik pilotta olmak diyoruz. Bir şeyi ilk defa öğrenirken tüm…
Kendini Tanıma Yolculuğu: İnsan Olmak Üzerine Felsefi Bir Bakış
Zaman zaman ‘Bu başıma niye geldi?’ ya da ‘Neden sürekli benzer şeyleri yaşıyorum?’ diye düşündüğümüz oluyor, öyle değil mi? İlk şoku atlattıktan sonra yavaş yavaş sorgulamaya başladığımız, açıklamalar ve sebep-sonuç arasında sıkıştığımız süreçler de deneyimleyebiliyoruz. Peki bu durum normal midir? Gayet normal tabii, burada insani bir halin dışavurumundan bahsediyoruz. Çünkü ‘sabit’ varlıklar değiliz! Yaşadıklarımızın elbette nedenleri var, ancak tek bir neden ya da aklımıza ilk gelenler deneyimlerimizi basitleştirmekten öteye götüremez maalesef. İlgini çekebilir: Hayatta Dengeyi Bulma Sanatı: Uyum Sağlama “Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez!” Varoluşçu bakış açısına göre, hayatı bir yolculuk olarak kabul edersek rotamız ‘varıştan’ ziyade ‘kavrayış’ üzerine çizilir. Bu sebeple ‘neden?’ sorusuna ve bunlara bulunan ‘hazır cevaplar’ yerine, kendimize yakınlaşmamızı ve…
Beyin Sisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Gidermek İçin Neler Yapılabilir?
Beyin sisi veya beyin sislenmesi medikal bir hastalık değildir ama semptomları sizi konsantre olmaktan ve anılarınızı hatırlamanızdan alıkoyabilir. Aynı zamanda akıl karışıklığına ve zihinsel yorgunluğa da sebep olur. Bu durum ise işinizi ve ilişkilerinizi olumsuz yönde etkiler ve kendinizde değilmişsiniz gibi hissetmenize neden olur. Beyin sislenmesi yaşadığını söyleyen kişiler, genellikle düşüncelerinin bulanık olduğundan ve düşüncelerinde artık bir keskinlik hissedemediklerinden yakınır. Bu çok sık rastlanılan bir durumdur ama böyle bir şeyin yaşanıyor olması normal değildir. İlgini çekebilir: Sosyal Zeka Nedir? 5 Adımda Nasıl Geliştirilir? Beyin sisi kendini birçok farklı şekilde hissettirebilir. Çoğunlukla hissettirdiği ise şudur: Kafanızın içinde bir zamanlar entelektüel bir dokunun bulunduğu yerde artık bir pamuk şekeri varmış ya da…
Benliğimize Biçtiğimiz Değer: Öz-değerimizi Belirleyen 7 Alan
Ana rahmindeki güvenli, bize özel ayrılmış sıcacık alandan bilinmezliklerle dolu yabancı bir dünyaya geçtiğimiz doğum anından itibaren biriciğiz. Bir tane daha bizden yok. ‘Öyle olur mu? Bir sürü insan var ya. Benim ne ayrıcalığım var ki?’ diyebilirsiniz. Evet, belki sizinle tıpatıp benzer fiziksel özelliklere sahip pek çok insan var. Ancak sizinle aynı benliğe sahip bir kişi bile yok. İşte tam da bu yüzden, her birimizin kendine ait olan benlik kavramı nedeniyle biriciğiz. Benlik kavramı, psikoloji literatüründe pek çok farklı şekilde tanımlanabiliyor. Bu nedenle tek bir benlik tanımından bahsetmek mümkün değil. Ama bildiğimiz bir şey var ki, kişinin kendiyle ilgili düşünceleri, değerlendirmeleri, algıları benlik kavramımızı oluşturuyor. Yani benliğimizi biz kendimiz inşa…
Mutluluk Hormonu Serotoninin Düşük Olmasına Neden Olan 8 Faktör
Halk dilinde mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin, bizim nasıl hissettiğimizle ilgilidir. Serotoninin dengeli bir şekilde salgılanması ise bizim huzurlu, iyi ve sakin hissetmemizi sağlar. Eğer serotonin seviyemiz az ya da olması gerekenden çoksa huysuz, bunalımlı, depresif, enerjisiz veya endişeli hissederiz. Serotonindeki bu dalgalanmaları tolere etmek adına da kendimizi tatlılara saldırırken bulabiliriz… İlgini çekebilir: Stres Hormonu Kortizol Seviyemizi Düşürmek İçin 7 Öneri Düşük serotonin seviyesine neden olan faktörler 1. Bozulmuş uyku sağlığı Yeterli ve dengeli bir uyku düzeniniz yoksa serotonin salınımınızda bir sıkıntı var demektir. Melatonin, uyuma döngümüzü düzenleyen temel hormondur. Serotonin, melatonin hormonunun çalışmasını etkiler. Buna en iyi örneği depresyon tanısı almış kişilerden verebiliriz. Depresyondayken uyku problemleri yaşanır ve kişide…