Ayrıntıları Keşfetmek ve Keyif Almak Üzerine: Metroda Bir Kemancı

Bundan on üç yıl önce ocak ayının bir sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda kemanla 45 dakika boyunca Bach, Schubert ve Massanet’ten çok karmaşık ve zor eserler çalar.

Kemancı çalmaya başladıktan 3 dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.

Kemancı ilk 1 dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önündeki kaba atarak hızla geçer ve gider. Birkaç dakika sonra bir başka adam duraklayıp eğilerek kemancıyı dinlemeye başlar. Ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.

İlgini çekebilir: Daha Keyifli ve Kaliteli Bir Hayat İçin Kendine Sorman Gereken 4 Soru

Çaldığı 45 dakika boyunca, çoğu işe yetişme telaşında olan yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip gider. Kemancının önünde sadece altı kişi kısa süreliğine durur. Yirmi kişi ise duraklamadan yürümeye devam ederek para verir.

Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar para toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sadece bir kişi onu, yani dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell’i tanır (32 doların 20 dolarını da o kişi vermiştir). Bu süre boyunca Joshua Bell, elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanıyla, yazılmış en karmaşık eserleri çalmıştır ve bu mini konserinden iki gün önce Boston’da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştır.

Algılama, keyif alma, öncelikler…

Joshua Bell’in kafasında beyzbol şapkasıyla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından “algılama, keyif alma ve öncelikler” üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şey ise şudur: Sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz?

Sonuç malum.

Ayrıntıları fark edebilmek için yavaşlamamız gerekiyor. Oysa ne büyük çelişkidir ki çoğumuzun yavaşlayacak zamanı yok. Birçoğumuz için yavaşlamak ve durmak bir “lüks” iken, bir kısmımız için ise durmak, kabul edilemez bir şeymiş gibi görülüyor. 

İlgini çekebilir: Mutluluk ile Tatmin Arasındaki Fark Nedir?

Oysa bu, sağlıklı ve keyifli bir yaşam için sadece bir ihtiyaç…

Diğer tarafta da travmatik deneyimlerimiz, toplum-aile baskısı ve evrimsel hayatta kalma mekanizmasının da etkisiyle olumsuz olay ve deneyimlere daha fazla odaklanma alışkanlığımız var. Olumluları fark eder hale gelmek için ise zihnimizi biraz eğitmemiz gerekiyor.

Çünkü hepimiz aslında “haz” almanın peşindeyiz. Yeme-içme, sigara, alkol, eğlence, sosyal medya vb. alışkanlıklarımız büyük ölçüde bize haz verdiği için var. Fakat bu kısa süreli hazların da bazı bedelleri var…

Ayrıntılarda mutluluğu bulmak

Yoga ve meditasyon ise beyinde yaptığı değişiklerle (bknz: Meditasyon Beynimize Neler Yapıyor: Harvard’lı Bir Nörobilim Uzmanının Gözünden Meditasyon) bizi haz hormonumuz olan dopaminin peşinde koştuğumuz hedonistik zevklerdense (alkol, sigara, seks, yemek, sosyal medya bağımlılığı vb.) kendimizde ve çevremizdeki ayrıntıları fark etmenin verdiği hazla tanıştırıyor.

2018 yılında yayımlanan ve mindfulness temelli yaklaşımların alkol, madde ve tütün bağımlılığı üzerindeki etkilerini inceleyen bilimsel çalışmalardan derlenen bir makalede; mindfulness’ın beyindeki “bilişsel kontrol ağlarında” aktivasyonu artırarak madde kullanım davranışını azaltabileceği ve böylece tepkisel olarak maddeye uzanma davranışının düzenlenmesini kolaylaştırabileceği sonucu elde edilmiş. Bu da bizim bazı otomatik alışkanlıklarımızı “farkındalıklı” bir bakış ile değiştirebileceğimiz yönünde bir işaret. Ayrıca yoga ve meditasyonun interesepsiyotif ve propiyoseptif duyumları güçlendirerek daha fazla iç ve dış alan farkındalığı sağladığını da biliyoruz. (bknz: Yedinci Duyu Nedir? İç Alan Farkındalığımızı Nasıl Artırırız?)

İlgini çekebilir: Kendinle Mutlu Olmayı Öğrenmek İçin 5 Öneri

Bunun yanı sıra, şu bir gerçek ki daha fazla detay daha fazla mutluluk getiriyor. Tıpkı bir şarap uzmanının, farklı şaraplarda farklı üzümlerin aromalarını fark ederek, bazı tatlardan daha fazla keyif alması gibi… Hayatta da farklı tatları yakalayabilenler, yaşamdan daha fazla keyif alıyor.

Ama önce buna zaman ayırmak gerek.

Bu yıl evren bize durmak, yavaşlamak, içe dönmek için bol bol fırsat verdi. Zamanımızı evde geçirdiğimiz bu günlerde, dikkatimizi bize zarar veren hedonistik keyif verici alışkanlıklarımız yerine, bizi geliştiren, dönüştüren ve güçlendiren içsel kaynaklarımıza yönlendirelim.

Belki böylece daha fazla ayrıntı ve güzellik keşfederiz.

Bonus!

Chopin’den bir eserle karşınızda Joshua Bell!

 

Yardımcı Kaynaklar:

• Pearls Before Breakfast: Can one of the nation’s great musicians cut through the fog of a D.C. rush hour? Let’s find out, washingtonpost.com

• Priddy, Sarah E, et al. “Mindfulness Meditation in the Treatment of Substance Use Disorders and Preventing Future Relapse: Neurocognitive Mechanisms and Clinical Implications.” Substance Abuse and Rehabilitation, Dove Medical Press, 16 Nov. 2018, www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6247953/.

Sevgiyi yayalım! Paylaş:
Avatar photo

1986 Ankara doğumlu olan Müge bir Biyolog. Kariyeri ve akademik çalışmaları ile toplumun istek ve beklentilerini yerine getirmekle meşgulken hastalanan ruhu 2012 yılında tanıştığı yoga ile iyileşmeye başlamış. Bu süreçte başlayan kendini keşfetme yolculuğunda, geleneksel ve modern yoga türleri, yoga felsefesi, somatik yaklaşımlar, meditasyon ve nefes çalışmaları, ayurvedik beslenme ve yaşam, sinir sistemi ve biyoenerji konuları başta olmak üzere birçok kadim ve modern bilginin durağına uğramış, öğrendiklerini kimi zaman kulağına küpe, kimi zaman boynuna kolye yapmış. Gördüğü faydalardan sonra bunları başkaları ile de paylaşma isteğiyle bir çok eğitime katılan Müge edindiği bilgileri sentezlemekten hoşlanıyor. Kişilerin içsel bilgeliklerini keşfetmeleri ve varoluşları ile uyumlu bir hayat yaşamalarına hizmet etmek için fiziksel, zihinsel, duygusal ve enerjik beden katmanları üzerinde etkili çalışmalar yapan Müge öğrenmeyi ve paylaşmayı çok seviyor. Ayrıca sanatı, doğayı ve hayvanları da...